Endonezya içindeki sawah ne anlama geliyor?

Endonezya'deki sawah kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte sawah'ün Endonezya'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.

Endonezya içindeki sawah kelimesi pirinç tarlası, çeltik tarlası anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.

telaffuz dinle

sawah kelimesinin anlamı

pirinç tarlası

noun

Hal ini sama seperti padang gandum, sama seperti persawahan padi.
Bu buğday tarlası için de, pirinç tarlası için de aynıdır.

çeltik tarlası

noun

Hanya dengan melewati air terjun itu dan sawah, kita akan menemukannya.
Gençlik pınarı yerine büyük bir çeltik tarlası buluruz.

Daha fazla örneğe bakın

Orang sawah akan melindungimu.
Korkuluk seni koruyacaktır.
Dan ide kedua yang kudapat yaitu menggunakan orang-orangan sawah
İkinci fikrim bir korkuluk kullanmaktı.
Teras Sawah Cordilleras di Filipina (Filipina: Mga Hagdan-Hagdang Palayan ng Kordilyera ng Pilipinas) dicantumkan pada Daftar Situs Warisan Dunia UNESCO pada 1995, properti pertama yang masuk dalam kayehori lanskap kebudayaan dari Daftar Warisan Dunia.
Filipin Sıradağlarındaki Pirinç Terasları (Filipince: Mga Hagdan-Hagdang Palayan ng Kordilyera ng Pilipinas), UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki kültürel peyzaj kategorisine dahil edilen ilk alandır.
Masa bodoh dengan orang-orangan sawah itu!
Korkulukların canı cehenneme.
Kita mengikuti jejak dari dendam orang-orangan sawah yang naik ke atas loteng.
Hani şu korkunç hayalet korkuluğunun izlerini ahıra kadar takip etmiştik.
Tak lama setelah itu, Ibu menggandeng tangan saya, dan kami berjalan melewati jalan sempit dan berlumpur di tengah sawah, sambil berhati-hati agar tidak jatuh ke dalam air di kedua sisi jalan.
Kısa süre sonra, annem elimden tuttu, çeltik tarlalarının arasından geçen dar ve çamurlu bir yol boyunca, her iki yandaki suya düşmemeye dikkat ederek yürüdük.
Ayahmu menunggu di sawah.
Amcan seni tarlada bekliyor.
Logam itu yang aku gunakan untuk melompat di sawah, sekarang mereka menggunakannya untuk menjauhkan penjual taco dari pekaranganku.
Pirinç tarlasında üzerine atladığım metali şimdi taco satıcılarını çimenliğimden uzak tutmak için kullanıyorlar.
Air yang berlimpah ini mengairi banyak ladang dan sawah dan menyuburkan tanah karena endapan lumpur yang dibawanya, sehingga petani dapat memanen padi tiga kali setahun.
Suyun bu bolluğu sayesinde pirinç yetiştirilen sulak araziler ve tarlalar sulanırken, aynı zamanda değerli alüvyonla zenginleşir, böylece çiftçiler yılda üç pirinç hasadı yapabilirler.
Itu bukan orang orangan sawahku.
Bu benim korkuluğum değil.
Di sana terdapat petak-petak sawah berwarna hijau-zamrud.
Göl seviyesinden yukarıya doğru yemyeşil pirinç tarlaları basamak basamak yükselir.
Air gletser alami yang terletak tinggi di Pegunungan Himalaya mulai mengalir pada bulan Juni, bukan pada bulan April sewaktu curah hujannya rendah dan petani membutuhkan air untuk mengairi sawah mereka.
Himalayalar’ın tepelerindeki doğal buzullar, yağışların azaldığı ve çiftçilerin tarlalarını sulamak için suya ihtiyaçları olduğu nisan ayında değil, haziran ayında erimeye başlar.
Tetapi singa-singa itu sangat pintar (Tawa) Mereka datang pada hari pertama dan melihat orang-orangan sawah itu, dan mereka pergi tetapi pada hari kedua, mereka datang dan berkata benda ini tidak bergerak dan selalu ada di sini
(Kahkaha) İlk gün gelip korkuluğu gördüler ve geri döndüler, ama ikinci gün gelip şöyle dediler; bu şey hareket etmiyor, o hep burada.(
Hanya dengan melewati air terjun itu dan sawah, kita akan menemukannya.
Gençlik pınarı yerine büyük bir çeltik tarlası buluruz.
Ada pula yang menggarap sawah untuk memenuhi kebutuhan untuk kehidupan mereka.
Buna yanında, bir gölgelik ek güvenlik sağlar.
Lingkungan kota membuat orang lebih produktif daripada sawah.
Şehir ortamı insanları tarla ortamından daha üretken yapıyor.
Bahkan seorang warga yang sawahnya tiba-tiba terendam air ketika belum sempat dipanen.
Yiyilmeyen gıdalar bile yenemeyecek hale getirilmekte, doğrudan çöpe atılmamaktaydı.
Seraya perahu bergerak perlahan, Anda pasti akan mengagumi laguna berbingkai pohon kelapa, sawah yang hijau, danau alam, serta kanal buatan.
Tekneniz miskin miskin ilerlerken hindistancevizi ağaçlarıyla çevrili lagünleri, pirinç tarlalarını, doğal gölleri ve insanların yaptığı su kanallarını hayranlıkla izlersiniz.
Menurut penyair Skotlandia Robert Burns, keadaan kita sama menyedihkannya seperti seekor tikus sawah kecil yang sarangnya tanpa sengaja hancur terkena pisau bajak Burns.
İskoçyalı şair Robert Burns çaresizliğimizi, tarlasını sürerken sabanın ucuyla istemeden yuvasını bozduğu küçük bir tarla faresinin çaresizliğine benzetiyor.
Dalam hal ini scarecrow ( orang-orangan di sawah ).
Bu vakada bir korkuluk söz konusu.
(Kingdom Interlinear) Menurut beberapa ahli, kata ini menyiratkan gagasan tentang penjahit yang memotong kain menurut pola, tentang petani yang membajak alur di sawah, dan seterusnya.
(Kingdom Interlinear) Bazı bilginlere göre bu ifade bir terzinin kumaşı kalıba göre kesmesini, bir çiftçinin toprağı sürerken toprakta izler açmasını ya da buna benzer kavramları akla getirmektedir.
Kamu hanyalah orang-orangan sawah, penipu!
Siz sadece bir korkuluksunuz, bir aptal!
Jadi yang terbaik kau buang Pangsit ke sawah dan katakan padaku mengapa kita tidak bersumpah sekarang
Bu yüzden Çin mantını bırakıp bana neden hala düğün yapılmadığını söylemeni istiyorum.
Apa ini alasannya dia menghabiskan begitu lama belajar di Eropa dan bukannya bekerja di sawah bersama kita?"
Bizimle beraber tarlada çalışmak yerine Avrupa'da bu kadar zaman geçirmesinin sebebi bu mu?"
Kau akan membutuhkan lebih dari orang-orangan sawah satu!
Bir korkuluktan fazlasına ihtiyacın olacak.

Endonezya öğrenelim

Artık sawah'ün Endonezya içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Endonezya içinde arayabilirsiniz.

Endonezya hakkında bilginiz var mı

Endonezyaca, Endonezya'nın resmi dilidir. Endonezya dili, 1945'te Endonezya'nın bağımsızlık ilanıyla resmen tanımlanmış standart bir Malay dilidir. Malayca ve Endonezyaca hâlâ oldukça benzerdir. Endonezya dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Endonezyalıların çoğunluğu, neredeyse %100'lük bir oranla akıcı Endonezyaca konuşur ve bu da onu dünyanın en yaygın konuşulan dillerinden biri haline getirir.